Eğer Georg Elser’in 13 dakikası daha olsaydı, dünyanın tarihi değişir, milyonlarca insan canından olmazdı. 13 dakikası daha olsaydı, Elser’in yerleştirdiği bomba Adolf Hitler’i havaya uçuracaktı. Ama bu olmadı ve 8 Kasım 1939 tarihinde Hitler olay mahallinden erken ayrıldı. Yaklaşan tehlikeyi hemen herkesten önce gören, başka insanlar sus pus beklerken ya da verilen emirleri yerine getirirken harekete geçen bu adam kimdi? Diğer insanların görmezden geldiği bir şeyi görmüştü ama neyi? Bundan önce Düşüş’le Nazi diktatörlüğünün son günlerini perdeye aktaran Oliver Hirschbiegel bu filmde, imkânsızı başarmaya çalışan, bunu başaramayan ama gene de tarih yazan bir direnişçinin çok şaşırtıcı bir portresini çiziyor.
Yapılan klasik bir araba hırsızlığı, Rus mafyasının önemli adamlarından birinin oğlunun başını belaya sokacaktır. John Wick, emekliye ayrılmış bir tetikçidir. Emekliliğinin tadını çıkarırken karısının yakalandığı amansız hastalıkla hayatı altüst olur. Karısından kendisine kalan en değerli varlığı ve can yoldaşı köpeğidir. Ancak evine dalan üç gangster onu da öldürür. Gansterlerden biri, mafya babası Viggo Tasarov'un oğlu Josef Tasarov'dur ve John'un daha önce birlikte çalıştığı bir adamdır. Artık kaybedecek hiçbir şeyi de kalmayan John Wick'in tek istediği intikamdır ve New York sokaklarında düşmanlarıyla nefes kesen bir kovalamacanın içine girer.
Bir zaman yolculuğu hikayesi anlatacak olan 11/22/63, lisede İngilizce öğretmeni olan Jake Epping karakterini merkeze alacak. Bir lokantanın deposunun geçmişe açıldığını fark eden ve zamanda geriye giden Epping, John F. Kennedy suikastını önlemeye çalışacak. Ancak işler çok geçmeden sarpa saracak; zira kahramanımız, Lee Harvey Oswald engeline takılacak ve hayatının aşkı ile karşılaşacak!